Hint-Avrupa dil ailesinin İrani diller grubuna ait bir dil olan Zazaca'yı konuşan ve Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde varlığını sürdüren İranî kökenli bir halktır. Nüfuslarının 4 ve 5 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir.[1]. Zazalar, Türkiye'de Türklerden ve Kürtlerden sonra nüfus yoğunluğu olarak üçüncü sıradadırlar.
Zazalar’ın Yaşadığı Coğrafya
Zazalar, nüfusu tahminen 3 ila 5 milyon arasında olan bir halk olarak Doğu, İç ve Güneydoğu Anadolu’nun Fırat ve Dicle su havzasında ve dağlık alanlarda yaşarlar. Sükun ettikleri yer enlem 37,8°- 42° ve boylam 37,8°- 40° arasında yer alan bölgede, il olarak Sivas’tanMuş-Erzurum’a, Gümüşhane'den Urfa’ya kadar uzanır. Ağırlıklı olarak Tunceli, Bingöl, Erzincan,Elazığ, Sivas, Diyarbakır, Erzurum.. illerinde yaşarken, Kangal, Zara, Ulaş, İmranlı, Hafik, Gürün(Sivas), Varto (Muş), Tekman , Hınıs, Çat, Aşkale (Erzurum), Gerger (Adıyaman), Pötürge(Malatya), Mutki (Bitlis), Sason,Beşiri, Kozluk,Gercüş (Batman) ilçelerinde de meskendirler. Bunun dışında İstanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli, İzmir, Aksaray şehirleri ve birçok ilçeye göçetmiş Zaza mevcuttur. Almanya, Avusturya, İsviçre, Hollanda, Belçika, Fransa, İsveç,Danimarka gibi Avrupa ülkelerinde bulunan Zaza sayısı tahminen 500.000’dir.[1]. Cambul (Kazakistan) Batum (Gürcistan) ve Musul bölgelerinde de Zazalar vardır. Zazalar’ın nüfusu hakkında kesin ve sağlıklı bir bilgi mevcut değildir.
Dil
- Daha çok bilgi için: Zazaca
Zazaca'nın yerel olarak Zazaki, Kırmancki/Dersimce, Dımılki, Şo-Bê gibi birkaç farklı adlandırması vardır.
Zazaca olarak yazılan önemli eserlerden Ehmedê Xasi'nin Mewlid adlı kitabı (1899 yılında) veUsman Efendiyo Babic tarafından yine başka bir Zazaca mevlid ise Şam'da 1933'de Arap alfabesiyle yazılmıştır.
Latin alfabesine esas alınan Zazaca yazılış sistemi (Dilbilimci Prof. C.M. Jacobson'un Zazaca'ya uyarladığı alfabe), 1980'li yıllarda İsveç, Fransa ve Almanya gibi ülkelere göç eden Zazalar'ın gayetleriyle yayıldı ve Türkiye'de Zazaca dergileri ve kitaplarının yayınlanmasına yardımcı oldu. Türkiye'de 2004 yılından itibaren devletin resmi televizyonu ve radyosunda (TRT) her Cuma günü yarım saatlik Zazaca yayın yapılmaktadır.
1980'lerden itibaren Zazaca olarak birçok dergi ve kitap yayınlandı. Zazaca'nın yaşatıldığı en önemli alan ise müzik olarak değerlendirilir. Sılo Qıc,Ozan Rencber, Sey Qaji, Dewres Baba,Rençber Aziz, Mehmet Çapan, Hüseyin Doğanay gibi halk ozanları Zaza Halk Müziğinin 20.yy'daki başlıca önemli temsilcileridir. Bunun dışında 90'lı yıllardan itibaren Metin - Kemal Kahraman,Ahmet - Mikail Aslan, Nilüfer Akbal gibi sanatçılar da Zaza Müziğini batı müziğiyle tanıştırmışlardır.
Alevi Zazalarda ibadet dilinin Zazaca olması Dersim'de bu dilin geçmişte kutsal kabul edilmesine neden olmuştur. Yörede Zazaca için "Zonê Xızıri" (Hızır'ın Dili) diye bir kutsama deyimi vardır. Dersim Zazacasında yazılı hale getirilen yüzlerce "dêse" (deyiş-ilahi) vardır.
Zazaca'nın lehçeleri
Bazı dilbilimcilere göre Zazaca iki lehçeden oluşur;- 1-Dersim lehçesi (Dersimce)
- 2-Siverek lehçesi
- 1-Kuzey Zazaca (Dersimce); Alevi Zazalar tarafından konuşululur.
- 2-Merkez Zazaca; Elazığ-Bingöl yöresinde ve daha çok Şafii Zazalar tarafından konuşulur.
- 3-Güney Zazaca; Siverek-Gerger-Diyarbakır-Mutki hattında ve daha çok Hanefi Zazalar tarafından konuşulur.
Din
Zazalar’ın yarısı Alevi, yarısı Sünni Müslüman kesimden oluşmaktadır. Sünni kesimde ayrıcaŞafii ve Hanefi mevcuttur.Alevi Zazalar, Tunceli, Koçgiri-Zara, Erzurum, Erzincan Varto, Bingöl, Elazığ, kısmen Gümüşhane,Aksaray[kaynak belirtilmeli] ve Kayseri’nin Sarız ilçesinde ikamet etmektedir.
Sünni Zazalar, daha çok Elazığ, Bingöl, Diyarbakır, Siverek, Adıyaman, Mutki gibi il ve ilçelere yayılmışlardır.
Alevi-Sünni ve Şafii-Hanefi farklılığı, Zazaca'daki şive farklılıklarına ve yaşam tarzlarına, gelenek ve göreneklere de yansımaktadır.
Folklor ve Kültür
Zazalar, Beluçiler, Farslar, Gilanlılar, Kürtler, Osetler, Afganlar/Peştunlar Lorestanlılar,Mazenderanlılar, Tacikler ve diğer İranî halklarla dil ve kültür bağlamında birçok ortak özellik paylaşırlar. Tüm bu İrani halkların dilleri birbiriyle akrabadırlar ve yüzlerce ortak kelime barındırırlar. Kelime kökleri büyük oranda aynıdır, renklerin, sayıların , bitkilerin adlandırılmasında benzer ortak kelimeler kullanılır. Kılık-kıyafet, halk masalları, gelenek-görenekler , dini inançlar, bayramlar pekçok noktada ortak özellikler taşır. Zazalar bütün İrani halklarda olduğu gibi irili ufaklı çok sayıda aşiretlere bölünmüşlerdir fakat günümüzde aşiret yapısı ve kuralları hemen hemen yok olmuş diyebiliriz. Zazalar tarihsel olarak kırsal ve feodal bir hayat sürmüşler, tarım ve hayvancılıkla uğraşmışlardır. Anadoluda Zazalar, Kürt,Türkmen, Ermeni gibi halklarla sürekli büyük bir kültürel etkileşim içinde olmuşlardır.Özgün yapısı bozulmamış Zaza köylerinde kadınlar şalvar, başlarında leçeg veya puşi, bellerine şal veya kuşak giyerler. Erkekler de takım şalvar, başlarına köşeli şapka, puşi veyadesmal giyer ve bellerine de kuşak bağlarlar.
Başlıca halk dansları; Qeraçor, Devzer, Fadiki gibi düğün oyunlarıdır. Başlıca yemekler;babıko, bıcık, keska, helisa, patila, pêsara, şir, bıcıka qatqatın, çhebelek, dogma gibi genelde hamur ürünü yemeklerdir.
Zazalar arasında kutlanan veya kutsanan başlıca bayramlar ve önemli günler şunlardır ;
- Kormışkan Bayramı (Siverek Yöresi, Mart ayında Nevruza denk gelir)
- Hewtemal/Haftamal Bayramı (Dersim Yöresi, Mart ayında)
- Hewtemalo Pil (Büyük Hewtemal)
- Hewtemalo Qıc (Küçük Hewtemal)
- Qereçarseme
- Newê Marti (9 Mart)
- Gağand (Noel kutlamasına benzer, daha çok Dersim-Koçgiri-Varto dolaylarında yılbaşı olarak 13 Ocak'ta kutlanır.)
- Rocê Xızıri (Hızır Orucu, Alevi Zazalar tarafından her yıl Şubatın ikinci haftasında 3 gün oruç tutulur)
- Rocê Ramazani (Ramazan Orucu)
- Rocê İmamu (Muharrem Orucu)
Zazalar'ın etnik kimliği üzerine tartışmalar
Zazalar'ın sınıflandırılması politik bir tartışma konusudur. Bu tartışmada üç grup ve tezleri mevcuttur. Birinci grup Zazaları başlı başına ayrı bir etnisite olarak görmekte; ikinci grup Zazaları Kürt olarak saymakta; Üçüncü grup ise Zazaları Türk olarak değerlendirmektedir. Hatta geçmişte bazı Ermeni araştırmacılar tarafından, Zazaların Ermeni kökenli bir halk olduğu iddiası da ortaya atılmıştır.Zazaları bir halk olarak kabul edenler
Zazalar kendi dillerinde, Türklere "Tırk", Kürtlere ise yöreden yöreye "Kırdas", "Khurr" veya "Khurrmanc" derler ve kendilerini her iki halktan da ayırırlar. Türklüğü veya Kürtlüğü kabul etmezler. Zaza halk türkülerinde de bu ayrım çok net bir şekilde görülmektedir. Kürdoloji'nin babası kabul edilen Minorsky, İslam Ansiklopedisi'nin İngilizce basımında Zazalar'ın kesinlikle Kürt olmadığını belirtir. Ayrıca Batılı dilbilimciler, Zazaca'dan hareketle Zazaların Farslardan ve Kürtlerden tamamen farklı İrani kökenli bir etnik grup olduğunu belirtirler. Diğer taraftan,İranoloji biliminde Zaza dili, Kürtçe ve Farsça'dan farklı özgün İrani bir dil olarak tasnif edilmektedir. Yine dünya üzerinde, 6,000'den fazla dil ve lehçeyi araştıran Ethnologue'a göre Zazaca iki lehçeden oluşan (Dersimce/Kuzey Zazaca ve Güney Zazaca/Dımılki), başlı başına bir dil olarak sınıflandırılmıştır.Zazaların ve Kürtlerin yüzyıllarca aynı coğrafyada yaşaması iki toplumun kültürel olarak yakınlaşmasına neden olmuştur. Kürtler’in siyasi ve sayısal olarak Zazalar'a göre daha üstün olması ise, Zazalar'ın ve Zazaca'nın varlığı konusunda bir dezavantaj oluşturmuştur. Zazalar kendilerini Türk, Kürt ve Fars kimliklerinin dışında görmelerine rağmen, Zaza halkı geçmişte uzun bir dönem boyunca dışarıdan bir bakışla Kürt sayılmış, dilleri de Kürtçe'nin bir lehçesi zannedilmiş ve Zazalara Kürt muamelesi yapılmıştır.Zazaca hakkında siyasette ve halk arasında, özellikle Batı Anadolu’da yaygın olan "Kürt lehçesi" tanımlaması vardır. Diğer taraftan Kürt siyasetçiler ve genel olarak geçmişten bugüne hemen hemen bütün Kürt örgütlenmeleri de Zazaları Kürt, Zazacaya da Kürtçe'nin bir lehçesi saymışlardır. Bu durum Zazaları Kürt kimliğine itmiş ve günümüzde birçok Zazanın kendisini Kürt olarak tanımlamasına ve Kürtlüğü benimsemesine neden olmuştur.
Fakat, tüm bu gelişmelere rağmen Zazalar ve Zazaca üzerine yapılan araştırmalar, Zazaların Türklerden, Kürtlerden ve Farslardan tamamen farklı bir etnik grup olduğunu göstermektedir.Özellikle Zazaca üzerinde yapılan dilbilimsel araştırmalar bu yöndedir. Zazaca'nın ilk olarak başlıbaşına bir dil olduğunu kanıtlayan dilbilimci Karl Hadank, 1932 yılında yayımladığı Die Mundarten der Zâzâ adlı eserinde Zazaca'nın Kürtçe'nin veya Farsça'nın bir lehçesi olmadığını, bu dilleri dilbilimsel olarak karşılaştırarak Zazaca'nın başlı başına bir dil olduğunu kanıtlamıştır. Peter Lerch (1856), Friedrich Müller (1864), Albert van Le Coq (1901), Prof. Dr. Jost Gippert, McKenzie, Prof. Dr. G. Kôjima gibi dilbilimcilerin eserlerinde de Zazaca net bir şekilde özgün ve bağımsız bir İrani dil olarak tasnif edilmiştir.
Zaza halkının yaşlı ve siyasetten uzak kalmış kesimi, Türklüğü ve Kürtlüğü kabullenmez(Türkiye'nin Etnik Yapısı, Ali Tayyar Önder, Fark Yayınları). Zazaların kendi başına güçlü bir siyasi ve akademik merkezi örgütlenmeye sahip olmaması, Zaza halkının dil ve kimlik sorununun gündeme çok zayıf bir şekilde gelmesine veya hemen hemen hiç anılmamasına sebebiyet vermektedir.
Zazalar kendilerini Tunceli yöresinde Alevi anlamında "Kırmancki", Varto, Hınıs, Tekman, Çat,Adaklı yöresinde "Şarê Ma", Bingöl yöresinde "Zaza", Koçgiri, Palu ve Maden yöresinde "Zaza", Siverek, Çermik, Koçgiri ve Aksaray yöresinde "Dımıli" olarak adlandırmakta; dillerine ise sırasıyla "Kırmancki", "Zonê Ma", "Zazaki" ya da "Dımılki" demektedirler.
1900 yılında "Dersim" adlı kitabını yayınlayan Ermeni yazar Antranig, İranolog Oskar Mann ve tarihçi V. Minorsky'e göre, Zazalar tarafından kendi etnik kimliğini tanıtırken yaygın olarak kullanılan "Dımıli" terimi, Ermenice karşılığı "Dêlmik" olan Kuzey-İran'daki Gilan taraflarında bulunan Deylem bölgesine tekabul etmektedir. [kaynak belirtilmeli]
Zazaların muhtemelen MS 9. ile 11. yy. arası Deylem'den bugünki yurtlarına göçettiği tezi birçok Zaza araştırmacıları tarafından kabul görmekte, ki hala Kuzey İran'da konuşulanMazenderanca ve Gilanca gibi diller Zazaca'ya köken olarak Kürtçe'den daha fazla yakınlık arzetmektedir.
Zaza terimi ise Zazalar'ın bugün yaşadığı bölgede birçok köy ve yer adında geçmektedir.Zazana, Zuza, Sason, Zavzan gibi sözcükler de buna örnek gösterilebilir. MÖ 542 yılında Pars kralı Dara (Darius)'un Behistun yazıtında da yukarı Fırat ve Dicle Havzası "Zazana" olarak adlandırılmaktadır.