8 Aralık 2010 Çarşamba

Zazaca'nın lehçeleri

Zazaca'nın lehçeleri 

Zazaca'nın lehçeleri; Kuzey, Merkez ve Güney Zazaca
Zazaca sözcük dağarcığı ve gramer açısından, İranî diller içerisinde Partça ve Avesta diline en çok benzeyen dildir. Kaynak {Prof. Dr. Jost Gippert}[kaynak belirtilmeli]Ethnologue'a ve bazı dilbilimcilere göre Zazaca, Kırmancki (Kuzey Zazaca) ve Dimli (Güney Zazaca) olmak üzere iki lehçeden, Almanya Frankfurt'da bulunan Zaza Dil Enstitüsü ve Frankfurt Üniversitesi'ne göre ise üç lehçeden oluşur:
  1. Kuzey Zazaca: (Uluslararası SIL Kodu: kiu[4] Dersim, Erzincan, Sivas, Muş dolaylarında Alevi Zazalar tarafından konuşulur. Bunun da kendi içinde ağız farklılıkları vardır. Dersim, Sivas, Muş farklılıkları gibi. Kuzey Zazaca'nın Kırmancki adlandırılması ile Kürtçe'nin bir lehçesi olan Kurmanci kavramları birbirine karıştırılmamalıdır.
  2. Merkez Zazaca: Elazığ'ın Palu ilçesi başta olmak üzere Elazığ ve Bingöl illerinde genellikle Şafi Zazalar tarafından konuşulur. Bunun içinde de şive farklılıkları vardır, Palu, Eğil, Solhan, Hîni (Hani), Ergani, Kulp, Piran, Maden.. şiveleri gibi.
  3. Güney Zazaca: (Uluslararası SIL Kodu: diq) Siverek (Şanlıurfa), Gerger (Adıyaman), Mutki (Bitlis), Kuzey Diyarbakır Malatya dolaylarında Hanefi Zazalar tarafından konuşulur. Bunun içinde de kendi ağız farklılıkları vardır ; Çermik, Gerger ve Siverek gibi.
Kuzey ile Güney lehçeleri, Merkez Zazacaya oranla gramer ve sözcük dağarcığı bakımından birbirine daha yakındır.
Güney lehçesi ve geçiş şiveleri, dil tarihi açısından diğerlerine göre daha muhafazakar (arkaik) bir yapıya sahiptir. Merkez Zazacasında da bu Lice ve Kulp, Kuzey Zazacasında ise Bingöl, Varto, bazı yönleriyle Hozat ve Ovacık ve de Almus-Hafik ağzı için söylenebilir, iletişim sağlayabilenler de genelde daha muhafakazar olanlardır. Zazacaya ana dili olarak çok iyi hakim olan ve günlük hayatında kullanan, az çok farklı ağızları bilenler arasında genelde tüm lehçeler arasında anlaşma sağlanmaktadır. Şiveler arasındaki farkları öğrenip alıştıktan sonra da en azından güncel konularda anlaşmakta zorluk çekilmediği gözlenebilir.
Lehçeler arasındaki farklar ve sınıflandırma kriterleri sesbilimsel yönde belirmektedir ki sonra sözcük dağarcığındaki farklar gelmektedir. Dilbilgisi açısından bakıldığında, bu lehçeler arasında çok büyük farklılıklara rastlanmaz. Güney ve Merkez Zazacası birbirine Kuzey Zazacasına göre biraz daha yakınken, Güney ve Kuzey Zazacası arasında da belirli ortaklıklar bulunmakta, keza Merkez ve Kuzey Zazacası için de durum öyledir.
Kuzey Zazacasıyla Merkez ve Güneyi -bütün ağızlar için geçerli olmasa da- ayırt edici farklar ses yapısında ortaya çıkmaktadır. Kuzey Zazacanın birçok şivesinde ş ve j seslerinin telaffuzundan kaynaklı olarak ç ve c seslerinin belirli şartlar altında [ts] ve [dz] şeklinde telaffuz edilmesi, tüm Kuzey ağızlarında patlamalı (plosives) olan ç, k, p, t ünsüzlerin soluksuz (unaspirated) ( <çh, kh, ph th> şeklinde yazılan) eşleri de bulunur. Merkez ve Güney Zazacasında ise soluksuz ünsüzlerden ph ve th birkaç ağızda bulunur. Örn. Bin.-Solhan phonc “5” veya thal “acı tat”, lakin Arapça veya Süryanice’nin etkisiyle hemen tüm Merkez ve Güney ağızlarında varolan ḥ (ح), ‘ (ayn ع) gibi boğazsıl (pharyngeal) ünsüzler[1], kimi ağızlarda da bulunan ṭ (ط), ṣ (ص) ve ḍ (ض) gibi pekiştirmeli (harf-ı sâkile, pharyngealized) ünsüzler mevcuttur. Kuzey Zazacasında Eski İranca’nın uzun ū ünlüsü ü olarak yansırken, Güney ve kısmen Merkez’de uzun û olarak kullanılır. “Almak (şimdiki zaman gövdesi), gezmek, dışkı, ev, kız” gibi belirli sözcükler Güney’de ve Merkez’de gên-, geyraene (gêrayış), gi, keye, keyna olarak g/k şeklinde telaffuz edilirken, Kuzey’de Hozat ve Bingöl-Adaklı’nın bazı ağızları hariç cên-, cêraene, ci, çê, çêna olarak c/ç damaksıl (palatalized) şekline dönüştürülmüş olarak telaffuz edilir.
Biçimbilim (morphology) açısından önemli farklar ise, Kuzey’de fiil çekiminde, şimdiki zaman bildirme kipinde (indicative), 2. tekil şahısta eril ve dişil ayrımı yokken –a, örn. tı vana ~ vanay “diyorsun”, Kuzey ve Güney’de eril için –ê ~ –i, tı vanê, dişil için –a, tı vana (kalıntı olarak –ay) kullanılır.[2]
11’den 19’a kadar sayılan sayılarda Kuzey’de önce onar, sonra teker sayı gelirken, örn. des u hirê “13”, Merkez ve Güney’de bu şekliyle de bulunmakta ve genelde (çoğu İrani ve Hint-Avrupa dillerinde olduğu gibi) önce teker, sonra onar sayı gelir: hirês (< *hirê-des) “13”[3]. “De, dahi” zarfı Kuzey’de genelde ki iken, çoğu Kuzey ve Güney ağızlarında zi şeklinde kullanılır.[4].
Sözcük bazında (lexicology) farklılık arzeden önemli kelimeler ise şunlardır:
Kuzey Güney ve Merkez
doman qeçek, qıc, tût, leyr “çocuk”
nas kerdene şınasnayış, sılasnaene “tanımak”
bazar bazar, kırê, kıri[5] “pazar”
nia daene, sêr kerdene, qayt k. cı ra ewniyaene, cı onyayış “bakmak”
werte miyan “orta, ara”
thal veng “boş”
Palu-Bingöl Zazacasını esas alacak olursak, Merkez’i Kuzey ve Güney’den farklı kılan bazı özellikleri ise, ê ünlüsünün bazı biçim veya sözcüklerde i olarak telaffuz edilmesi, “almak” fiilinin şimdiki zaman gövdesi gen- (Güney ve Kuzey gên-) sayılabilir. Doğu-Dersim ve Palu-Bingöl ağzılarında da ê ünlüsü kelime başında ve arasında [ye] şeklinde telaffuz edilmekte, örn. dês : dyes “duvar”. Güney Zazacasına ve bazı geçiş şivelerine has olan özelliklerden biri de isim ve sıfat tamlamarında izafet –ê, –a ve –o ile tamlanan ad arasına 2. halde (dolaysız nesne ve ergatif halinde özne hariç) –d-’nin girmesi: lacê mı lacdê to rê vano “oğlum oğluna diyor”[6].
Merkezi Kuzey ve Güney’den farklı kılan bir özellik de, belirsizlik tanımlığı (article) –ê, Merkez’de (-êk); örn. rocê : rocêk “bir gün”, bir de Merkez’de çoğu ağızlarda iyelik izafetinin eril –i, dişil –ê ~ -ay olduğu, örn. pirıki mı “dedem”, pirıkê mı “nenem”, kimi ağızlarda ise eril ve dişil izafet ekinin –ê’de eşleştiği görülmekte.
Güney Zazacasında tek heceli fiil takıları (preverbs) şimdiki zamanda da çekimlenen fiil ile bitişik kalır, örn. Çermik kêber abeno, Hozat ve Bingöl (ki)ber beno a “kapı açılıyor”.
Kuzey ağızları arasında yer alan Dersim Zazacası, Batı (Hozat, Ovacık, Çemişgezek) ve Doğu-Dersim (Mameki, Nazımiye, Mazgirt, Güney-Pülümür) ağızlarından oluşur. Dersim ağızlarında olan en belirgin özellik ise, sızıcı (spirant) sesler olan s : ş ve z : j ile birlikte patlamalı-sızlamalı (affricate) ç [tsh : tšh], çh [ts : tš] ve c [dz : dž] ünsüzlerin sesbirimsel değişke veya çevresel üye (complementary distributed allophones) olarak karşı karşıya olmasından ötürü oluşan yenilenmiş bir ses yapısına sahip olmasıdır. Ş ve j sesleri sadece belirli şartlar altında, i, ü veya ê ’nin damaksıl varyantı [ye]’den önce geldiğinde ortaya çıkar. Diğer ünlüler önünde yer alan s veya z seslerinden kaynaklı olarak ç, çh ve c ünsüzleri de [tsh], [ts] ve [dz] şekliyle belirmiştir. Dersim, Erzincan’ın çoğu, ayrıca Tekman ve kısmen Hınıs, Koçgiri’nin de Çarekan ağzı bu özelliğe sahiptir.[7] Örn. Varto şane, Dersim sane “tarak”, Varto sia, Dersim şia “kara, siyah”, Varto züa, Güney-Zz. zıwa, Dersim jüa ~ jia „kuru“, Varto ca /dja/, Dersim ca /dza/ “yer”, Varto çı /tşı/, Dersim çı /tsı/ “ne”. Bu özelliğin kazanılmasında Ermenice’nin payı olduğu söylenebilir.

[1] Boğazsıl sesler, Arapça’da sözkonusu sözcüklerde aslen bulunmamasına rağmen fa’hm “anlama, akıl” (Arapça fehm فهم) ve Zazacada aslen bulunmayan yerde, örn. ‘hewt “7”, Kuzey hawt) < Eski İranca hapta-), ‘heş “ayı”, Kuzey heş ~ hes, Avesta arša‑ gibi sözcüklerin telaffuzuna da yansımıştır.
[2] Kuzey Zazacasında 2. tekil şahsın eril şekli -ê sadece istek kipinde (örn. tı ke vacê “dersen”) ve kalıntı olarak tı vanê “dersin ki, zannedersin ki”) deyiminde mevcut.
[3] „14” ve “15” sayıları da Kuzey Zazacasında sadece kalıntı olarak var: Aşma çarêse “ondörtlük ay”; phoncês “iki hafta”.
[4] Diyarbakır Kulp’ta da ki, tek tük olarak Bingöl’ün de bazı ağızlarında zi ki şeklinde var. Bazı ağızlardaki ji varyantı ise Kürtçeden alınmıştır.
[5] Kırê, Ermenice kiraki կիրակի üzerine Zazacaya alınan Yunanca kökenli bir sözcüktür (Yun. küriakē Κυριακή).
[6] Aynı d biçimi, Batı-Dersim dışında Kuzey’deki diğer ağızlarda 2. şahısta kullanılan d-dir: dey, dae, dinan (dine) “onun (eril, dişil), onların”.
[7] Diyarbakır-Çermik ve Adıyaman-Gerger’in bazı ağızlarının ses yapısı kısmen Dersim’inkinden farklıdır: ş ve j seslerinin hiç bulunmaz ve de ç ve c ünsüzlerinin bilinen /tş/ ve /dj/ şeklinde telaffuz edilir. (bak. Keskin (2008: 163)
____________________________________